Ve artık tek başımayım
Rüyalarım bile beni terk etti
Baş başa kaldım engin gökyüzüyle
Duygularımı aktardı loş ışıklar
Hiç kimse beni bundan alıkoyamaz
Karşımda batan güneş ve serin bir akşam…

Güneş kızılı solgunca vururken bulutlara
Kaybettim kendimi yarınla hesaplaşırken
Dilim tutuldu bu kısır döngü içinde
En çok da hâlâ yaşıyor olmama şaşırmıştım oysa
Kemanlar, piyanolar ve çellolar eşliğinde
Başlıyordu bir gösteri akan kanımda.
Ve ben kendimi dizginlemeyi öğrendim
Avrupa’nın soğuk saraylarında…

Elimde tuttuğum kahve fincanı değil
Yarına dönüş biletim, geçmişi yad edişimdir
Baktığım ekranlar bunu telkin etti
Dinlediğim şarkılar bunu zikretti
Ben de kapıldım akşamüstü dinginliğinin rüzgarına
Gelmişe mi üzülsem, geçmişi mi düşünsem kestiremedim…
Akşam olmaya yakın gün yavaş yavaş solarken
İnsan muhasebe eder kendini ve olmak istediği kişiyi
Gökyüzü sunar insana anlamsızca huzur veren sakinliği
Özler insan o vakit eski güzel günleri
Bir daha gelmeyecek o güzel günleri 
Anı olarak yaşayacak o güzel günleri
Bağdaşır kafada tüm anılar akşamüzeri
Güneş batınca çıkar meydana 
Kalbimde esen hasret rüzgarları…

Ve akşam olup gölgeler başlayınca hüküm sürmeye
Huzur yerini deliliğe bırakır
Umut yol alıp gider bedenimden
Uçar ne varsa güzel olan her şey
Rüyalar bile göstermez güzel günleri
Nefes alamaz diri diri gömülen kişi toprak altında.
Ve artık tek başımayım
Rüyalarım bile beni terk etti
Baş başa kaldım kendimle…